-
1 hayat sigortası
Lebensversicherung f -
2 hayat sigortası
страхова́ние жи́зни -
3 hayat sigortası
n. life insurance, life assurance* * *1. life insurance 2. tontine -
4 hayat sigortası
life insurance -
5 hayat sigortası yaptırmak
v. assure one's life -
6 hayat sigortası poliçesi
life insurance policy -
7 hayat
hayat1 <- tı> Leben n (a = Lebewesen);hayat adamı Lebenskünstler m;hayat arkadaşı Lebensgefährte m, -gefährtin f;hayat dolu lebenslustig;hayat düzeyi Lebensstandard m;(parlak bir) hayat geçirmek (ein glänzendes) Leben führen;hayat kadını Prostituierte f;hayat memat meselesi eine Frage auf Leben und Tod;hayat mücadelesi Kampf m ums Dasein;hayat pahalılığı Teuerung f;hayat sigortası Lebensversicherung f;… bir hayat sürmek ein … Leben führen;hayat şartları Lebensbedingungen f/pl;-e hayat vermek beleben (A);hayata atılmak ins Leben treten;hayata küsmek mit dem Leben nicht zurechtkommen;-in hayatı kaymak fam ruiniert werden;-e hayatını borçlu olmak jemandem sein Leben ( oder seinen Lebensunterhalt) verdanken;hayatını kazanmak seinen Lebensunterhalt verdienen;hayatta olmak am Leben sein, (noch) leben;özel hayat Privatleben nhayat2 <- tı> Vordach n; Vorgarten m; überdachte(r) Vorraum -
8 sigorta
sigorta acentası Versicherungsanstalt f;sigorta bedeli Versicherungssumme f;sigorta poliçesi Versicherungsschein m;sigorta primi Versicherungsprämie f;sigorta şirketi Versicherungsgesellschaft f;karşılıklı sigorta Versicherung f auf Gegenseitigkeit;kaza sigortası Unfallversicherung f;mali mesuliyet sigortası Haftpflichtversicherung f;sağlık sigortası Krankenversicherung f;sosyal sigorta Sozialversicherung f;trafik sigortası Kraftfahrzeugversicherung f;yangın sigortası Feuerversicherung f;hayat sigortası Lebensversicherung f;-i sigorta etmek jemanden versichern (-e karşı gegen A);(kendini) sigorta ettirmek sich versichern (lassen) (-e auf A, -e karşı gegen A); eine Versicherung haben;sigortaya tabi versicherungspflichtig -
9 sigórta
(ударение: sigórta) страхова́ние (с)* * *1) страхова́ниеsigórta acentesi — страхово́й аге́нт
sigórta bedeli — страхо́вка
sigórta etmek — страхова́ть
sigórta primi — страхово́й взнос
hastalık sigórtası — страхова́ние на слу́чай боле́зни
hayat sigórtası — страхова́ние жи́зни
kaza sigórtası — страхова́ние от несча́стных слу́чаев
mal sigórtası — страхова́ние иму́щества
sosyal sigórta — социа́льное страхова́ние
2) эл. предохрани́тель, про́бкаsigórta atmak — про́бка перегоре́ла
••
См. также в других словарях:
hayat sigortası — is. Bir kimsenin, yaşlılık çağında kendisine veya mirasçılarına para ödenmesi şartıyla yaptığı sigorta anlaşması, yaşam güvencesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
hayat — 1. is., hlk., Ar. ḥiyāṭ 1) Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa 2) Avlu 3) Balkon 4) Sundurma 2. is., Ar. ḥayāt 1) Canlı, sağ olma durumu 2) Yaşam Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım. H. F … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaşam sigortası — is. Hayat sigortası … Çağatay Osmanlı Sözlük
sigorta — is., İt. sicurta 1) Bir şeyin veya bir kimsenin herhangi bir yönden ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için önceden ödenen prim karşılığında bu işle uğraşan kuruluşla yapılan iki taraflı bağlantı sözleşmesi İsveç te çok sağlam bir sigorta… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaşam güvencesi — is. Hayat sigortası … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaşam — is. Doğumla ölüm arasında yaşanan süre, ömür, hayat Yaşamın kurallarını, kendi aleyhinde işliyor varsaydığı günden bu yana, umursamamıştı. H. Taner Birleşik Sözler yaşam biçimi yaşam düzeyi yaşam felsefesi yaşam güvencesi yaşam koşulları … Çağatay Osmanlı Sözlük